Bulgari - Bulgari Pour Homme

"Dengenin kokudaki karşılığı... Zarif, şık, centilmen bir beyefendi kokusu..."

Tür: Eau de Toilette (Erkek)
Üst Nota: Bergamot, portakal çiçeği, kuşüzüzümü çiçeği, darjeeling çayı, su zambağı, müge.
Orta Nota: Siklamen, kakule, gül ağacı, biber, kırmızı iris, gayak ağacı, kişniş, karanfil, ıtır, kakule.
Alt Nota: Tonka tohumu, amber, beyaz misk, vetiver, sedir, oakmoss.
Burun: Jacques Cavallier
Yıl: 1996

Notalara baktığınızda bu kadar karışık bir harman görünce doğal olarak insan tedirgin olabilir. Ben genelde daha az esanslı kokuları severim ama fazla esanslı kokular profosyonelce birleştirilebilirse enfes kokular da ortaya çıkabilir. Bence Bulgari PH bu dediğimi gayet başarılı bir şekilde uygulamış bir parfüm. Özellikle de insanı koku yoğunluğuyla boğmayan bir yapısı olması takdir edilmeli.

İlk sıktığınızda bildiğiniz limon kolonyası diyebilirsiniz ama daha bir dakika olmadan harman zenginliğini gösteriyor ve esansların ne kadar güzel karıştırıldığına şahit oluyorsunuz. Her zamanki Bulgari parfümleri gibi hafif bir biber kokusu geliyor ama bu gayet güzel, tatlı bir biber ve kaliteli. Lavantadan korkmanıza gerek yok; o da çok hafif seçilmiş. Mandalina, portakal, bergamot... Sakın korkmayın. Her ne esans varsa, hepsi mükemmel oranlarla karıştırılmışlar.

Orta notada tahin kokusuna benzer bir yapı var ama bu da ağır olmayan, hafif bir koku. Her ne kadar kesin olmasa da susamdan kaynaklandığına inanıyorum. Hatta bu parfümde susam olduğuna o kadar inanıyorum ki; Bulgari açıklama yapsa olmadığına gene inanmam. Nasıl anlatsam bilemiyorum ama sanki tüm esans oranları yıllardır üzerinde çalışılan bir projenin eseri gibi duruyor. Orta notadaki esansları da tek tek hissetmeniz biraz zor çünkü gene hiçbirisi baskın değil. Bana en baskın geleni o bahsettiğim susamsı kokusu. Eğer öncesinde susam nasıl olur acaba diye düşünseydim, “asla” diyebilirdim ama ustalıkla yerleştirildiğini görünce şaşırdım. Eğer birazcık daha fazla konulsaydı bence çok ağır, yağlı bir kokuya dönüşebilirdi bu nota. Malesef yine de biraz ağırlık katmıyor değil ama sanırım bu ağırlığa da ihtiyacı vardı parfümün.

Alt nota da harman olarak çok zengin ve benim için parfümün süperlik sınırını geçerek kötüleşmeye başladığı nota bu. O da 5'ten 4'e düşürür ancak. Sedir ağacını görünce “eyvah” demedim değil çünkü çok sevmem ama aslında şu ana kadar gelen kokuyu düşünürsem hafif bir sedir, parfüme iyi bir “elegant” seviye katabilir. Çok beğenme ile hiç beğenmeme arasındaki çizgiye ustaca yerleştirilen susamsı koku, bu notada da kendini gösteriyor ve malesef parfüme biraz boğuculuk katıyor. Birazcık ama... En başta hissedilen kolonyamsı koku hafif bir şekilde parfümün bütün notalarına eşlik ettiği gibi alt notada da kendini belli ediyor. Sedir kokusundan boğulacağımı sanmıştım ama hissedilmiyor bile. Genel olarak alt notadaki kokuyu bir tat olarak düşünürsem, zemzem suyuna benzetebilirim. Zemzemin tadını bilenler sanırım ne demeye çalıştığımı anlamışlardır. Yumuşaktır ama çok içerseniz yağlı su içtiğinizi hissedersiniz. Bulgari PH de yerinde kullanılmalı. Çok fazla sıkılmamalı ve sürekli tazelenmeli.


Bu parfümü esanslarına ayırarak incelemeniz çok profosyonellik ister. Kısaca şu şekilde özetleyebilirim ki; tüm esansların bu kadar muhteşem oranlarla dengelendiği çok parfüme rastlamadım. Notalar arasında bile farklar yok ve tüm notalar tek bir bedendeymiş gibi parfümü estiriyor. Gösterilebilecek üç eksisi olduğuna inanıyorum. Birincisi EDC formatındaymış gibi sönük bir parfüm olmasıdır ama böyle hafif bir kokuyu da zaten çok fark edilir yapamazlardı (İlk sıktığınızda yüksek bir farkedilirliğe sahip olduğu için sürekli tazelerseniz çok iyi bir sonuç elde edebilirsiniz). İkincisi çarpıcılığının düşük olması. Yani toplum içinde duyan birisinden övgüler beklemeyin. Hatta çoğu, güzel bir koku olduğunu söyleyip geçer en fazla. Belki onu da yapmaz. Üçüncüsü ise bahsettiğim o susamsı kokunun sonlara yaklaştıkça gerçekten yağlı bir koku üretmesi ve parfümün genel kalitesine, dengesine az bir şey çomak sokması. Akılda kalıcılık olarak fena değil. Bonus olarak bir eksi daha sayacak olursam, tabi buna eksi denebilirse, bu muazzamlıktaki bir harmanın biraz daha kaliteli esanslara sahip olması gerekirdi diye düşünüyorum.

Hem övdüm, hem de kötü yanlarını vurgulamaya çalıştım parfümün ama sonuç itibariyle tavsiye etmiyorum. Çünkü herkesin kullanacağı bir parfüm olduğunu düşünmüyorum. Kokularla arası çok iyi olmayan birisi bu parfümü kullanırsa hayal kırıklığına uğrayabilir. Çünkü genel beklentilerimiz hep fark edilir olması, çarpıcı olması, insanları etkilemesidir parfümlerden. Bu parfümde bunları bulamazsınız.  Genele hitap etmek istiyorsanız başka parfümler aramanızı öneririm. Bulgari Pour Homme gerçekten kaliteli bir koku ve üstünde taşıyacak erkek giyiminden, bakımına kadar her şeyine dikkat etmelidir. Eğer koku birisinin burnuna giderse bilin ki kötü diyen çıkmayacaktır ama mükemmel diyen de çok az çıkacaktır. Bu yüzden tekrar ediyorum; övgü almak istiyorsanız başka bir parfüme bakın. Kaliteli bir koku istiyorum diyorsanız, uzaklara hiç bakmayın. Yani bu koku o kadar iyi ki, o yüzden herkese tavsiye etmiyorum.

Yalnız burada önemli bir nokta var; sanat sanat için midir, toplum için mi? Yani kimse kokuların karışımına, esansların oranlı yerleştirilmesine falan dikkat etmeyecektir etrafınızda. Bunu gerçekten profesyonel sayılabilecek insanlar fark eder. Çarpıcılığın düşük olmasından dolayı çok abartılmasını doğru bulmuyorum. Hatta çok açık söylüyorum ki, kaliteli bir koku olduğuna inansam da "muhteşem" gibi bir yorumu asla yapamam. Bazı parfümler vardır ki bir furya tarafından çok abartılırsa, onu koklayan herkes okuduğu o yorumlara uymak zorunda hisseder kendini. Bulgari PH de bu kokulardan birisi. "Muhteşem koku", "amatörler anlamaz" gibi yorumların da muhakkak bir çıkış noktası vardır. Bunlara çok aldırış etmemenizi öneriyorum. Çelişkiyi ne kadar anlatabildim bilemiyorum ama demek istediğim, kalite anlamında mükemmel bir kokuyken, insanların beğenilerini de hesaba katarsak mükemmel diyemem. Hatta şu dediklerimden sonra parfümden anlamadığımı söyleyecek insanlar da muhakkak çıkacaktır ama herkese önyargılarından sıyrılıp bir kez daha düşünmelerini tavsiye ederim (One Million gibi kalitesiz bir koku herkes tarafından biliniyor ve seviliyor mesela). Neticede amatör-profosyonel herkesin fikrini de hesaba katmalıyız. Bana şahsi fikrimi sorarsanız, esans kalitesi olarak çok iyi olmasa da harmanın dengesi ve elegantlık bakımından mükemmel bir kokudur.

Not: Hem sprey, hem de döküm şişeden uzun süreli olarak kullanımım sonucunda analizimi yaptım ve spreyde kokunun ilk 15 saniyedeki hali yok oluyor. Olsun o bölüm de bana özel kalsın. :-)

Kalite: 4/5 (yüksek)   Kişisel Beğenim: 4/5 (iyi)

4 yorum:

  1. Hocam merhaba öncelikle bloğunuzda bulunan playerdaki René Aubry müzikleri parfümlerle ilgili yazılarınızı okurken tam uyumlu oluyor.Bende de parfümlere merakım küçük yaşta başladı. Ama daha sonra parfümlere karşı alerjik sinüs olduğumu öğrendim. Sizden ricam Issey Miyake intense veya pour home nasıl bulduğunuzu deneyimleyebilir misiniz.

    YanıtlaSil
  2. merhaba Cantürk, mail adresinizi yazarsanız size ordan birşey sorabilirmiyim?

    YanıtlaSil
  3. Bu kokuyu geçen yıl bir kez denemiştim. Bugün ise satın aldım. Musk ve çay kokusu dışında diğerlerini hissetmedim. Belki alışmam lazım. Baskın koKu bana göre musk.

    YanıtlaSil
  4. Birkaç gündür kullanıyorum. gömlekte cekette iki üç gün kalıyor. Şu an üzerimdeki gömlege iki gün önce iki fıs sıkmıştım. Hâlâ mis gibi misk kokuyor ve beni rahatlatıyor.

    YanıtlaSil