Burberry - London For Men

"Heyecan arayanların ekşimsi parfümü..."

Tür: Eau de Toilette (Erkek)
Üst Nota: Tarçın, bergamot, lavanta, kara biber.
Orta Nota: Mimoza, deri, porto şarabı.
Alt Nota: Gayak ağacı, tütün, yosun, çavşır.
Burun: Antoine Maisondieu
Şişe Tasarımı: Fabien Baron
Yıl: 2006

Benim için en özel parfümlerden birisidir London. Çünkü düzenli olarak en çok kullandığım ve çok eski parfümlerimden bir tanesi. Anlam veremediğim bir çekiciliğe sahip ve bu çekiciliği başka bir parfümde bulamadım desem yeridir. Zannetmeyin ki en kaliteli, en mükemmel koku bu. Sadece öznel olarak bu şekilde düşünüyorum. O yüzden yorumumda mümkün olduğu kadar nesnel olmaya çalışsam da öznel duygularımı bu parfüm için asla saklayamayacağımı bilin.

London bence ekşimsi parfümlerden hoşlananlar için mükemmel bir koku. Daha ilk sıktığınızda ekşimsi kokuyu zaten alacaksınız. Birçok esansı tek tek alabileceğinize inandığım bir harman ama içindeki kokulara bakarak tahmin edebileceğiniz bir koku değil. Bu kokulardan nasıl bir parfüm oluşur diye düşünürseniz, büyük bir hayal kırıklığına uğrarsınız. Kara biber ve tarçın karışımı bir koku sizi direk tesiri altına alacaktır. Bunun yanında biraz hassas davranırsanız çok az lavanta kokusu da alırsınız ama bundan ben bile bu kadar kullanmama rağmen emin olamadım. Baharatlı açılışları seviyorsanız bildireyim ki ben bundan daha iyi bir baharat açılışı henüz koklamadım. Oldukça iyi ve gayet kaliteli. Üst notada ve diğer bütün notalarda seçilebilecek en baskın koku ise deri kokusu. Bu deri kokusu bildiğiniz deri ceket kokusu tarzında bir deri. Hatta gidin koklayın en yakınınızdaki deri ceketi, aynen öyle kokuyor. Zaten bütün parfüm, bu deri üzerine kurulu esanslardan oluşuyor. Yani üst nota için deri üzerine kurulu baharat notaları diyebiliriz.

London kesinlikle çok değişen bir koku değil. En başlarda nasıl ise sonlarında da o şekilde devam ediyor desem yeridir. Deri ceket kokuları sizi rahatsız etmiyorsa boğuculuk olarak oldukça zayıf bir koku. Yani insanı uzun süreli kullanımda kesinlikle rahatsız etmiyor. Üst nota ile orta nota arasında, yani geçiş döneminde yeşil elma kokusunu sanırım herkes almıştır. Hatta kesilmiş yeşil elmayı bir suda bekletin ve üzerine tarçın atın, bu kokuya benzer bir koku elde edeceksiniz. Parfümün resmi esansları nedir bilmiyorum ama bence burnu hassas olmayan birisi bile bu yeşil elma kokusunu alacaktır. Deri kokusu kesinlikle etkisini kaybetmiyor. Orta notayı tarif etmem gerekirse, deri ceketinizi küçük parçalarla kesin ve bir suya atın, sonra üzerine yeşil elma kesin, ve biraz da tarçın-biber karışımı ekleyin. Birçok sitede bu parfümün içinde Porto şarabı kokusu olduğunu görürsünüz. Ekşiliği katan şeylerden birisi de bu olabilir. Hatta belki birçoğumuza elma olarak yansıyan koku budur. Yine de elmayla yapmış olduğum tarifim bence parfümü oldukça iyi anlatıyor.

Alt notaya geçtiğinde baskın olan deri kokusu daha da yumuşuyor ve sizi rahatsız etmeyecek bir düzeye ulaşıyor. Bu notada parfümün genel karakteri değişmese de odunsu bir koku olduğunu daha da belli etmeye başlıyor. Tütün kokusu parfümün 3. aşamasını oluşturuyor aslında. Kesinlikle parfümü çekilmez hale getirmiyor ve ağırlık katmıyor. Geriye kalan nedir derseniz; odun, ekşi baharat, tütün ve deri kokusu derim. Bu şekilde de son buluyor.


London'ın bir huyu var ki, o da dengeli bir harmana sahip olmamasıdır. Yani tek bir kokudan ziyade karmaşık bir orkestra gibi size bazen deri kokusu gelirken, bazen ekşimsi bir koku yayacaktır. Dengeli parfümler sevenler için bu kötü bir şey de olsa biraz heyecan isteyenler için iyi bir şey. Sanırım benim bu parfümde hasta olduğum bölüm de aniden çıkan ekşi kokunun getirdiği heyecan. Ne yazık ki bazı heyecanlar çok kısa sürer. London ne farkedilirlik ne de kalıcılık yönünden zengin değil ve hatta baya zayıf. Bildiğiniz ten parfümü. Birinin kokunuzu alabilmesi için boynunuza kadar sokulması gerek. Kıyafetlere sıkıldığında çok daha iyi sonuç veriyor. Hatta kıyafete sıktığınızda yaklaşık 10 saat sonra harika bir kokuya dönüşüyor. Zaten parfümün genel kokusunu da andıran bir vişne reçeli kokusuna dönüşüyor ama şekerli değil çok. Ancak gündelik kullanıma gelirseniz 3 saat üzerinizde kalırsa iyi diyorum. Hatta bir kişi parfümün güzelmiş derse kendinizi şanslı hissedin.

Kullanım şartları olarak bence havanın nemine göre inanılmaz değiştiğine inandığım bir parfüm. Eğer çok nemli bir ortamsa, yaz ise parfüm yoğun bir deri kokusu yayıyor ve bu da boğucu olabiliyor. Eğer ki kışsa, soğuksa, kuru bir hava varsa parfüm inanılmaz seksi bir ekşimsiliğe bürünüyor. Deri kokusu daha geri planda kalıyor. Bu yüzden tam bir kış parfümü diyebilirim. Bunun dışındaki mevsimlerde de çok sırıtacak bir koku değil. Resmi ya da gündelik kıyafetlere gayet uyum sağlayabilir ama gündelik kıyafetler çok fazla tarz olmamalı. Farkedilirlik olarak çok zayıf ama duyulursa çarpıcılığı baya iyi olacaktır. Karşı cinsin beğenisini merak ediyorsanız genellikle çok olumlu tepkiler alacaksınız ama duyabilirlerse. :-)

Kalite: 4/5 (yüksek)   Kişisel Beğenim: 5/5 (çok iyi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder